' Breathe out, so i can breathe you in,, hold you in '
diyen bir Dave Grohl mu daha etkileyici yoksa,
' you're the truth not i ' diyen bir Brian Molko mu??
ya da söyleyenin ne önemi var ki, hangi söz daha güzel ifade etmiş hissedileni?
Bir yanda sevdiğini içinde tutabilmek için nefes almaya farklı bir anlam yükleyen biri var ,diğer yanda onu tek gerçek olarak gören biri.
seçemedim..
Ama en anlamlısı Leif Erickson sanırım, her sözü üstünde ayrı ayrı durulabilir bu şarkının.
She feels that my sentimental side should be held with kid gloves
But she doesn’t know that i left my urge in the icebox
Nasıl yazılır böyle sözler? Dinlediğimde aşırı yükleme oluyor, beynim,kalbim,midem bu sözlerle doluyor sanki.
i’ll bring you when my lifeboat sails through the night
that is supposing that you don’t sleep tonight
Uyuyası gelmiyor insanın.
it’s like learning a new a language
helps me catch up on my mime
if you don’t bring up those lonely parts
this could be a good time
it’s like learning a new language
you come here to me
we’ll collect those lonely parts and set them down
you come here to me
En çok bu kısmı seviyorum. Her seferinde kime ya da neye söylediğimi bilmeden inanarak tekrar ediyorum. Huzurla huzursuzluk arasında gidip geliyorum ama hemen sonra giren müzik huzursuzlukta kalmama sebep oluyor sanırım.
Ardından gelen,
she says brief things, her love’s a pony
my love’s subliminal
kısmı da bu huzursuzluktan kurtulmama yardımcı olmuyor. Subliminal love, bilinçaltıyla algılanan aşk,, hmm diyip, düşüncelere dalarak şarkının bitmesini bekliyorum.
Her türlü duyguyu yaşatabilir bu şarkı insana.
Interpol için 1 dakikalık saygı duruşu..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder