11 Ekim 2010 Pazartesi

sevgili blog'um
twitter diye birşeye sardığım için seni boşladım son günlerde farkındayım.ama sanma ki bu hep böyle gidecek,yenilere kolay bağlanamam ben,eskiyi arar hep gözüm.atmaya kıyamadığım, leş, ördekli tokam da bunun kanıtı olsa gerek.lastik namına bişeyi kalmamış,tek patisi kopmuş ama kıyamıyorum.ne tokalar geldi geçti üstünden ama onu gene en düzenli çekmecemin en tozlanmayan köşesinde tutuyorum.ben de öyle bi salağım işte.
özetle, yakında döneceğim,ben aslında hep seni sevdim.
muhmuh bangbang mademoiselle

20 Eylül 2010 Pazartesi

Ya yalnız bırakılmamalıyım ya da düşünmem yasaklanmalı. Bi el uzansa tutsam, kafamın içinden çekip çıkarsa beni, zira kendisi şu an kalmak için sağlıklı biyer değil.

23 Ağustos 2010 Pazartesi

....
'to lose my life or lose my love' kabusunun en güzel çözümü

'let’s grow old together and die at the same time' dır.

Alkışlar bir kez daha White Lies'a gelsin! Brrravo çocuklar!

önemli not: White Lies 'To Lose My Life' albümü bir ilk albüme göre fazla başarılı. Dinleyin, dinlettirin. İngilizler bu işi biliyor:)
Eğer inat eder de 'benim albümle ne işim olur, dinlemem ben öyle' der de uyuz insan gibi davranırsanız da 'E.S.T.'yi dinleyin bari.Sevmezseniz 'Unfinished Business' dinleyin bir de, evet evet. Hiç olmadı 'To Lose My Life' dinleyin, albüme ismini vermiş hem. Güzel grup,gerçekten bak.

15 Ağustos 2010 Pazar

Ben bugün herkes tarafından sevilmenin iğrenç olduğunu farkettim. Bunun için uğraşan arkadaşım, bi dur bi, bi sakin ol.
Şimdi, dünya üzerinde milyon tane insan var değil mi? Bu da milyon değişik huy demek. Bir insanın bünyesinde milyon tane özelliği taşıma ihtimali nedir peki? Sıfırdır tabi ki! Gerçi hangi sevdiğinin herşeyinin seviyorsun, bayılıyorsun huyuna suyuna o da ayrı konu ama herşey gri değildir değil mi? siyahla beyazı da unutmamak lazım. Bu da işin bilimsel açıklaması.
Şimdii eğer ki sen tüm bilimselliği de bi kenara bırakıp, ben istiyorum, herkes sevsin beni bana ne dersen, ben de sana kişiliğinde bir noksanlık var derim rahat rahat. Çünkü sen eğer sevilmek için sana ters gelse de ah canıım, evet bence de öyle, hı hı evet deyip aynen devam edersen, kişiliğinde bir noksanlık vardır gerçekten de! Sinirlendim yine bak!
Herneyse, sonuç olarak diyeceğim odur ki, oralarda biyerde var olduğunu bildiğim, beni sevmeyen, hatta bana fazlasıyla sinir olan insan; teşekkür ederim...
ha bir de, rica ederim tabi.

26 Temmuz 2010 Pazartesi

Ben bugün,bi fil burnu takıp nefes almadan 3 dakika gülmek istedim.yanımda sadece en yakın dostum olsun.dönmeye başlayalım sonra,o kadar dönelim ki sarhoş olalım, ayağımız yerden kesilsin. Düşelim yere, ben yine güleyim nefes almadan. Dostum yüzüme baksın, 'sapıttın yine ha!' desin. Vurayım ona, o da sapıtsın sonra. En çok birlikte sapıtınca eğlenirdim ben çünkü.

Aslında ben bunları bi klipte görmüştüm.
yok yok yalan,rüyamda görmüştüm.
yine yalan,filmin tekinden bi sahneydi bu.
daha neler,yapmıştım ben aslında bundan.


aslınde şey,hepsinden biraz.

5 Temmuz 2010 Pazartesi

Yeniliğin tadının enfesliğini unutmuşum. Sürekli bir şeyler değişiyor, yenileniyor pek çok şey farkındayım. Meselaa boyum uzadı benim biraz, saçımın rengi açıldı, ha bir de iç dünyam var tabi. Sevindirici bir haber, daha çok gülüyorum ben artık, çok daha az ağlıyorum. Aslında şimdi düşündüm de bir daha, çok da sevindirici değil bu haber sanırım. Ben kendi halime en son ne zaman ağladım diye düşündüm.Kendim için ağlamam ki ben genelde, bir şarkı söyler adam, ne kadar içli söylüyor, kimi sevdi acaba der ağlarım. Bir film izlerim, adam tökezler düşer belki, gülerler belki ona, o üzülür ben ağlarım. O adam bir ay sonra aşık olur, mutlu olur, ben yine ağlarım. Şimdi daha az mı umursar oldum? O yüzden mi daha az ağlıyorum yoksa ben? Ya da özlemini mi çekerdim o insanların yaşadıklarının, kendimde yok bunlar diye kendi halime mi ağlardım? Görürdüm, sevinirdim de mutluluktan mı ağlardım? püff kafam karıştı yine.
Ha ne diyordum ben, yenilik. Güzel şeydir evet.Bunu başında da söylemişim zaten. Hayatımın en büyük değişikliklerinden birini bi 6 ay önce yaşadım ben. O andan itibaren de yaşadığım her küçük değişimin tadı ayrı bi güzel geliyor bana.Hepsi güzel değil bu değişimlerin tabi, itiraf etmeliyim bunu. Ama hayatta her zaman güzel şeyler olmaz değil mi? Bence önemli olan şuan. Mutluyum, mutlusun, mutlu. Şimdilik aynen devam öyleyse.