26 Temmuz 2010 Pazartesi

Ben bugün,bi fil burnu takıp nefes almadan 3 dakika gülmek istedim.yanımda sadece en yakın dostum olsun.dönmeye başlayalım sonra,o kadar dönelim ki sarhoş olalım, ayağımız yerden kesilsin. Düşelim yere, ben yine güleyim nefes almadan. Dostum yüzüme baksın, 'sapıttın yine ha!' desin. Vurayım ona, o da sapıtsın sonra. En çok birlikte sapıtınca eğlenirdim ben çünkü.

Aslında ben bunları bi klipte görmüştüm.
yok yok yalan,rüyamda görmüştüm.
yine yalan,filmin tekinden bi sahneydi bu.
daha neler,yapmıştım ben aslında bundan.


aslınde şey,hepsinden biraz.

5 Temmuz 2010 Pazartesi

Yeniliğin tadının enfesliğini unutmuşum. Sürekli bir şeyler değişiyor, yenileniyor pek çok şey farkındayım. Meselaa boyum uzadı benim biraz, saçımın rengi açıldı, ha bir de iç dünyam var tabi. Sevindirici bir haber, daha çok gülüyorum ben artık, çok daha az ağlıyorum. Aslında şimdi düşündüm de bir daha, çok da sevindirici değil bu haber sanırım. Ben kendi halime en son ne zaman ağladım diye düşündüm.Kendim için ağlamam ki ben genelde, bir şarkı söyler adam, ne kadar içli söylüyor, kimi sevdi acaba der ağlarım. Bir film izlerim, adam tökezler düşer belki, gülerler belki ona, o üzülür ben ağlarım. O adam bir ay sonra aşık olur, mutlu olur, ben yine ağlarım. Şimdi daha az mı umursar oldum? O yüzden mi daha az ağlıyorum yoksa ben? Ya da özlemini mi çekerdim o insanların yaşadıklarının, kendimde yok bunlar diye kendi halime mi ağlardım? Görürdüm, sevinirdim de mutluluktan mı ağlardım? püff kafam karıştı yine.
Ha ne diyordum ben, yenilik. Güzel şeydir evet.Bunu başında da söylemişim zaten. Hayatımın en büyük değişikliklerinden birini bi 6 ay önce yaşadım ben. O andan itibaren de yaşadığım her küçük değişimin tadı ayrı bi güzel geliyor bana.Hepsi güzel değil bu değişimlerin tabi, itiraf etmeliyim bunu. Ama hayatta her zaman güzel şeyler olmaz değil mi? Bence önemli olan şuan. Mutluyum, mutlusun, mutlu. Şimdilik aynen devam öyleyse.