13 Aralık 2009 Pazar

tranquilize

killers son albüleri Day & Age'le hayal kırıklığına uğratmıştı beni. Hala eski şarkılarını dinleyip o hayal kırıklığı etkisinden kurtarabiliyordum kendimi ama bu şarkı resmen tünelin sonundaki ışık benim için. tüm sözleri üstünde ayrı ayrı durulabilecek bir şarkı daha! bu kadar derini gelmemişti hatta uzun zamandır. bikaç bölümüyle şarkıya değinecek olursam;

but heaven knows,
heaven knows everything
tranquilize

bu kısmı özellikle 'cennet' ve 'sonsuzluk' takıntım olduğunu söyleyen arkadaşlara ithafen yazıyorum! evet takıntılıyım nolmuş?! tek takıntısı olan ben değilim işte, hıh.

i got this feeling that they're gonna break down the door
i got this feeling they they're gonna come back for more
see i was thinking that i lost my mind
but it's been getting to me all this time
and it don't stop dragging me down

insanın kendisini yalnız hissetmemesi için yazılmış bir kısım daha. Herkesin böyle düşündüğü ve hissettiği bir dönem olduğuna eminim, kimse inkar etmesin. Gelip kapını kıracak şey bir insan olmak zorunda da değil ayrıca, herhangi bi düşünce veya duygu çok da güzel başarabilir bunu. Hangimiz aklımızı kaçırıyor gibi olmadık ki sevgili Flowers?

silently reflection turns my world to stone

o 'reflecion' (derin düşünce ya da yankı, hangisi olursa olsun) hep sessizce geliyor zaten. Neye uğradığını şaşırıp kalalıyorsun işte.

i still hear the children playing

işte favori kısım. bir de çocuklar girip söylüyor. Çok büyük bir genelleme olacak belki ama, müziğin etkisinden midir nedir, bir korku filmi çağrışımı yapıyor bende. Böyle gerilimli şeylerde çocukların kullanılması zaten hep çok daha gerici kılmıştır durumu benim için.

rock and roll, candyland, boogeyman,
run away and give me your sneakers

diyor bu çocuklar. Aslında bakınca gayet de çocukça şeyler. Candyland olsa da gitsek demişimdir ben şahsen hep. boogeyman' den de hep korkmuşumdur. Çocukluğumuza da mı değindin ha Flowers? Hayallerimizi de korkularımızı da gayet güzel belirtmişsin.

acid rain, when Abel looked up at Cain
we began the weeping and wailing
a hurried high from pestilence pills and pride.

Abel and Cain. Habil ve Kabil. Bir Michael Haneke fanatiği olarak, hemen şiddete ve bunu görmezden gelişimize bağlıycam bu bölümü. Taa ilk insanların yaratıldığı dönemden başladı şiddet. Kardeşi Habil'i öldüren Kabil. Dökülen ilk kandı ve bu asla son değildi. Şiddet devam etsin olanca 'olağanlıyla'. En fazla arkalarından ağlayalalım ya da ilaçlarla veya buna bile gerek duymadan kapatalım gitsin. Görmezden gelelim. Tam insanlara göre bir davranış, hı hı evet.

Ve son olarak Lou Reed ve onun mükemmel yorumuyla,

cause i don’t care where you've been
and i don’t care what you've seen
we’re the ones who still believe
''and we’re looking for a page
in that lifeless book of hope''
where a dream might help you cope

Bu lifeless book of hope herhangi bir din kitabi olabilir..
İnanmak iyi geliyor bana. bu inanç gerekli mi gereksiz mi tartışmasına girmiycem ama. Benim için gerekli ve dünyanın en bencil tavrını takınarak da diğerlerinin buna gerek duyduğum kısmını yadırgamasına ya da takdir etmesine aldırmıyorum.

with the bushes and the bombs
aha, tranquilized.

Böyle bitiyor şarkı. Burdaki bushes bildiğimiz Bush olabilir mi acaba diye düşünüyorum hep. Ama Flowers'ın dediği gibi
..i don’t need political process.

eğiliyorum önünde Flowers. Müziğin ve sesinin tınısının beni sürüklediği hissiyata dayanarak da bu şarkıyı Sam's Town'da güneş batarken yazdığını düşünüyorum.