Yağmuru seviyorum ben.
Yerler çamur olmuş, eyvah saçlarım bozulmuş, püf şemsiye mi taşıycam şimdi, bu ne biçim hava, aman içim karardı... Olduysa oldu, saçın bozulmuşsa ne olmuş yani, her zaman çok güzel mi gözüküyor sanki. Şemsiye taşımak zormuşmuş. Taşıdığın herşey çok gerekliymiş gibi, bu mu battı şimdi? Böyle şeylere takılıp da yağmurun aslında ne kadar gerekli, ne kadar anlamlı, ne kadar 'güzel' olduğunu görememek...

V for vendetta çok güzel bir film. Fikirlere kurşun işlememesi, sistemi değiştirme fikri vs. Tamam bunlar anlamlı ama benim için filmi özel yapan yağmura yüklediği anlam.
Korkularıyla yüzleşmeye zorlanan bir kız.
Başardığında ve artık hiçbir şeyden korkmaz olduğunda, 'artık özgürsün' dendiğinde ve umut ne demek tekrar anladığında Eve'in hissettiklerini anlarmışçasına yağan yağmur.Onun 'yeniden doğmasına' yardım eden yağmur. Bu yeniden doğuşu öyle güzel simgelemişler ki filmde. Saçları olmayan, nefes almakta zorluk çeken, ağlayan bir kız. Sanki annesinin karnından dünyaya yeni adım atmış gibi.
Sonrasında söylediği sözler 'Tanrı yağmurdadır'. Tekrar hayatta hissettiğini, dünyaya tekrar gönderildiğini anlatabilmek için söylüyor gibi.
Neden söylemiş emin olamayız belki ama güzel söylemiş.