6 Şubat 2012 Pazartesi

Serbest yazım diye bir şey var. Altıncı His'ten öğrendim. Dr. Malcolm Crowe, Cole'a der ki ''serbest yazım nedir biliyor musun? yazmaya başlarsın, hiç düşünmeden. sadece elin hareket eder. Bi süre sonra bakarsın ki aklında olduğunu bile bilmediğin şeyler kağıda dökülmüş.'' Böyle bişeydi işte. Duyduğumdan beri yapmam lazım deyip duruyorum. Aslında deyip durmuyorum, sadece duyduğumda yapmak istiyorum, sonra geçiyorum.

Bugüne kısmetmiş.

Aslında bahsetmek istediğim şey şu ( Tamam bu kısmı biraz tasarlamış olabilirm, çok da serbest değil.Ama hiç düzeltmeden yayınlıycam. uu yayınlamak,çok havalı ). ha ne diyodum, bahsetmek istediğim şey. Çok güzel insanlar var. Ağzı güzel, ağzından çıkan daha güzel. Elinden çıkan en güzel bazen de. Neye göre güzel diyebilirsin.

Bi şeyin güzel olup olmadığına o şeye ne kadar katılıp katılmadığıma göre karar veriyorum ben. Evet bu durumda ufak bi aksaklık var farkındayım. Ama bunu düzeltmek istemediğimi de belirtmek isterim.

Mesela şöyle bişey, güzel bi blog, bir okuyorsun, aa bu benim diyorsun. Yazdıkları senin elinden, senin aklından çıkmış gibi geliyor. Sonra köşede bi ''edie sedgwick'' fotoğrafı görüyorsun. İçine sokasın geliyor. Edie'yi de, fotoğrafı koyanı da.

Öyle işte. Burdan çıkardığım sonuç şu : konuşmadığım, hiç tanımadığım insanları daha çok seviyorum bazen ben.

En çok ''altıncı his''si seviyorum ama.

2 yorum:

  1. konuşmadığım, hiç tanımadığım insanları daha çok seviyorum bazen ben....

    bende öyle, bağzen tanışma ihtimalim olan dünyanın her tarafına dağılmış milyonlarca en iyi arkadaşımı düşünüyorum..milyonlarca aşkı,düşmanı,dostu kim bilir tanımadıgımız çok seveceğimiz ne çok insan var..?

    YanıtlaSil