8 Şubat 2012 Çarşamba

Çok garip bir şey oldu. Herkesin kendini bir an için sorgulamasına sebep olan bir şey. Annemin gözlerinde de gördüm, kardeşimin gözlerinde de.

Oturmuş hayatımızda kötü giden şeyleri birbirimize anlatıp, ne kadar bahtsız olduğumuzdan bahsederken ve bunları konuşup konuşup, hatta durmayıp birleştirip, sonra saçma yerlerinden bölüp yeni dertlermiş gibi hepsinden tekrar tekrar bahsederken o geldi. Köye geri dönüyormuş. 40 senenin ardından İstanbul'a gelmiş bir haftalığına. ''Hayvanları otarmam lazım, Sakine'ye bıraktım,ona da ayıp oldu artık. Kar da başlamış hem.'' dedi. Ayrılmak için sarıldığımızda gözleri doldu. Ağlamak istemedi ama, durduk yere keyfimizi kaçırmak istemedi. Çabucak gitti sonra. Kapıyı kapattıktan sonra arkama dönmedim bir süre. Döndüğümde annemi gördüm. Kardeşime baktım sonra. Aynı bakış.

Boğazımda düğümleneni yutmayı başarana kadar susuyorum ben. Bir daha konuşmaya kalkarsam da kendimi susturmayı başarabilirim umarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder